15 Ağustos 2017 Salı

Bebeğimi Sütten Kestim...

23 ay sonra kızımı memeden kestim. Keşke bunu yapmak zorunda kalmadan oğlum gibi kendiliğinden bıraksaydı.  Oğlum 18 aylıkken zaten çok az emiyordu artık ben de oluruna bırakınca kendiliğinden bitmişti. Ama minik fare artık kullanıyordu bu işi. Her başı sıkıştığında başlıyordu "anne memmeeee!!" Tabi memede uyuması da ayrı konu.  Bıraktım bırakacağım derken bir iki kez hasta da oldu, hiç bir şey yemediği için emmesi iyi de oldu. Eylülde işe başlayacağım artık bu bağımlılıktan kurtulmam onu da kurtarmam gerekiyordu, neredeyse iki yaş oldu, yeter yani. Oh babe ilk altı aydan sonra eşim de şu resimdeki moddan çoktaaan uzaklaştı :/
Tabi benim için endişeler çok önce başladı.  Nasıl hayır derim ağlarken, nasıl sakinleştirebilirim, uyutabilirim diye baya kafa patlattım ama artık tam kararlı olduğum bir gün ev halkına da ilan ettim bu durumu, destek istedim ve başladık.  Temel argümanım memenin hasta ve yara olduğuydu.  Bir gün önce anneannesini doktora götürmüştük.  "Doktor bana da baktı memen hasta olmuş, ilaç ve krem veriyorum sana, meme verme dedi" dedim. Salça sürmek, tiksinmesini sağlayacak şeyler yapmak hiç istemediğim şeyler, umut vermek de istemedim ama tamamen umutsuzluğa sürükleyip o görüntüyle çökmesini de istemedim. 

1. gün
Sabah uyandı, biraz yatakta oynadıktan sonra istedi ama hemen konuyu değiştirdim, onu da alıp kahvaltı hazırlamaya geçtik.  Zaten gündüzleri bununla baş etmek sıkıntı olmadı pek çünkü oyalayacak bir şeyler sürekli vardı etrafta, yoksa da parka indirdim.  

İlk büyük sınav öğle uykusunda geldi. yaz tatili, evcek geç yatıp geç kalktığımız için öğleden sonra 2-3 gibi uyutmaya çalıştım, tabi ki "memeeee". Uyumayınca vazgeçtim, nasılsa akşam erken uyur diye düşünüyordum, uyumadı tabi, rutini bozuldu, sığınağı elinden alındı, rahatlayamadı bir türlü yavrum.  Ne yaptıysam uyumadı artık gece 12 oldu, "anne memeeee" diye ağladı baya.  Çok şiddetli ağlasa verecektim ama mızmızlanma şeklindeydi. Kitap okudum, hikaye anlattım, ayağımda salladım olmadı. Bizim yatakta bir saat döndü durdu, kafasını ordan oraya koydu ağlaya ağlaya sızdığında saat bir olmuştu herhalde. Sabaha kadar uyanmadı, zaten genelde iyi uyur kuzum.

2. gün
Gündüz uyumadı yine. Ne zaman kucağıma alsam hemen emme pozisyonuna yamsılıyor, memmeee diye. Ben hasta olduğunu söylüyorum sürekli memenin, artık büyüdüğünü memesiz uyuyabileceğini filan söylüyorum.  Anladığını sanmıyordum ama akşam uyutmaya başlamadan sordu" anne memen iyileşti mi?" :((( "yok canım iyileşmedi kuzum, gel biz yatalım" falan dediysem de çok ağladı yine.  Meme vermeme ramak kalmıştı artık o kadar üzüldüm ki haline.  Hatta bir ara kendime kızdım neden bırakıyorum ki emsin dursun işte, taş devrinde nasıl oluyormuş?! Doğala bıraksam nolur 5 yaşına kadar emmez ya!* Kendimle savaşırken daldı gitti.  Gece bir ara uyandı, yanıma aldım, mızırdadı biraz, geri daldı sabaha kadar.
O anlarda geri dönülmez bir yola girdiğimi anladım ama artık, yarın daha kolay olacak dedim, artık iki gün geçti.

3. gün
İşler bir türlü kolaylaşmadı.  Yerli yersiz meme istedi, kucağıma almaya korktum aklına meme gelir mi diye ama onu kendimden, anne kokusundan da uzak tutmamak gerektiğini düşündüm.  İsterse üstesinden geldim ama sık sık sarıldım, kucakladım. Gündüz çok uğraştım uyumadı, gece uyumadan direndi, bir iki damla gözyaşı döktü ama daha erken bir saatte salonun ortasında yerde uyudu.  

4. gün
Evdeyken sıkıntı. Gündüz ben, akşam üstü babası aşağı indirdik. Bu arada rüşvet gırla gidiyor, şekerler, dondurmalar, çikolatalar... O kadar enerjiyle de uyumuyordur bu gündüz.  Çizgi filme de abandık :( Yatağında kesinlikle uyumuyor, yeni bir rutin başlatmak istiyorum, yatağında kendi kendine dalsın, saatini oturtayım istiyorum ama pıt pıt pıt iniyor yataktan, salona geliyor.  Çok yoruldum, rutin oluşturacak gücüm yok. 

5. gün
Artık umudu kesti. Gün içinde sadece iki-üç kez şu şekide bahsi geçti "anne meme veer, ne yiyorsun?" yani ağız alışkanlığı kalmış sadece: ) öyle düz bir tonda istiyor ki hemen arkasından başka bir şey soruyor, vermeyeceğimi anlamış yavrım : ) Herhalde artık gündüz uykusuna veda ettik, ama çok da küçük bunun için diye düşünüyorum. Gündüzleri saati geldi mi istiyor belli ama uyumuyor.  Buna bir çare bulmak lazım.  Bu arada ona bir oda yapıyoruz, bir haftaya hazır olur, o zamana kadar eski gündüz uykusuna dönmezse, odayla birlikte yeni bir uyku rutini de başlatırız.  
Yerde sızdı az önce yine : ) Hiç istemedi meme.  

23 ay emzirdiğim için onun adına çok mutluyum, bugün de kendi adıma mutlu olmaya başladım.  İki yıl sonra artık benim de dinlenmeye ihtiyacım var : )











Ha sağol cnm.. Bez de biter yakında.Ne diyorsun gel bakiim sen şimdi anlat derdini? Evet emzirme bitti... ;)

26 Haziran 2017 Pazartesi

Yönetici İşlemler Becerileri için 6 ay-3 Yaş Aktivite Önerileri

Yönetici işlemler (executive functioning) nedir ?

Diye başlayacağım, içime işlemiş academic writing, didaktik olmadan edemiyorum : ) Yazının %90'ı Harward Üniversitesi'nin Gelişen Çocuk Laboratuvarı'nın Executive Functioning and Self Regulation ile ilgili sayfasından çeviridir.  Sayfadaki 0-14yaş arası için oyun önerileri, biri 10,5 yaşında diğeri 21 aylık olan çocuklarım için çok yönlendirici oldu yıllardır.  Ayrıca bir ara Türkiye'de çok tartışılan Minecraft oyununun da önerilenler arasında olduğunu görünce gözlerimden kalp çıkmasına sebep olmuştur : )  Aslında tehlikeli olan orijinal Minecraft oyunu değil, onun arka planı, altyapısı ve görsellerini kullanıp yaratılan öldürmeli vahşi oyunlar. Ona sonra geleceğiz.

Bu yazıyı uzun zamandır taslaklarda bekletiyorum, üzerinde çalışıyorum. Blog yazmak, iki çocuk ve çalışma hayatıyla çok zor.  Yukarıdaki linkte 0-14 yaş arası için öneriler var, ben başta hepsini çevirmek üzere yola çıktım ama parça parça yazmaya karar verdim, topluca hem yazı çoook uzun olacak, hem zamanım yok hepsini bitirmek için.Ve arkadaşlar, paragraf aralarına bir iki komikli anlamlı resim bulayım da ziyadesiyle akademik olan yazım biraz kolay okunsun sıkmasın diye harcadığım vakti tezi yazmaya harcasaydım, discussion bölümünü yarılamıştım :p  Neyse benim sıkı takipçilerim ne olsa okur zaten, bu kez böyle olsun :)

Yönetici işlemler ve öz düzenleme (self regulation) planlamamızı, dikkatimizi odaklamamızı, yönergeleri hatırlamamızı ve birden fazla zihinsel işlemi başarıyla yürütebilmemizi sağlayan zihinsel süreçlerdir.  Tıpkı çok yoğun bir havaalanında iniş ve kalkışları sorunsuzca kontrol edebilen hava trafik kontrolörleri gibi beynimizin de dikkatimizi toparlamamız, görevleri öncelik sırasına koymamız, amaç belirleyip bunları başarmamız ve dürtülerimizi kontrol etmemiz için bu becerilere ihtiyacı vardır.  

Bu becerilerle değil ama onları geliştirme potansiyeliyle doğarız.  Öğrenme ve gelişim için çok önemli olan bu becerileri edinmek ve geliştirmek hem bireysel hem toplumsal olarak uzun dönemde son derece faydalıdır.  Bu becerilerini geliştirebilmede yetişkinlerin çok kritik rolleri vardır.

6-18 ay arası bebekler için aktiviteler:
Bu aktiviteler bebeklerin dikkatlerini odaklamalarını, işleyen belleklerini kullanmalarını ve temel öz-kontrol becerilerini pratik etmelerini sağlar. Bu aylarda bebekleri dizimize oturtup oynattığımız oyunlardaki tekraralar bebeklerin hatırlamalarına ve basit kurallara uymak için davranışlarını kontrol etmelerine yardımcı olur.
  • Ce-eee oyunları
  • Fış Fış kayıkçı-Sar Sar makarayı gibi hareketli, tekerlemeli oyunlar
  • Saklama/Saklambaç oyunları (Bir örtünün altına oyuncak saklamak, bulmak,daha büyük bebekler kendileri saklanabilir ya da yetişkin saklanıp çocuğun bulması için seslenebilir.)
  • Bloklar sadece üst üste dizilebilir, bir çok oyuncak arasından sadece çiftlik hayvanları bir araya getirilebilir.
  • Yer süpürme, oyuncak toplama, toz alma gibi günlük aktiviteler gösterilip aktiviteler sırayla yapılabilir, böylece bu oyunlar çocuğun ilerideki evcilik oyunlarının temelini oluşturur, işleyen bellek, seçici dikkat ve öz kontrol alıştırmaları yapmalarını sağlar çünkü bu esnada çocuk aktiviteyi ve yapılış şeklini aklında tutup etraftaki dikkat dağıtıcılara rağmen o aktiviteyi tamamlamaya çalışır.
  • Parmak oyunları- Buraya bir kuş konmuş, parmak ailesi, yanaklar, alın, çene ve en son burna dokunulan Annem Bana Araba Aldı Düdüğüne Bastım Düt! 
  • Elinde tuttuğu şeylerin ismini söylemek/sormak, yapılan aktiviteleri anlatarak yapmak gibi basit konuşmalar da çok faydalıdır.
18-36 Ay Arasırası Çocuklar İçin Aktiviteler:

Bu gelişim döneminde çocukların dil gelişimi oldukça hızlı ilerler.  Dili kullanma, yönetici işlemler ve öz düzenleme becerilerinin gelişiminde çok önemli rol oynar.  Dil becerisinin gelişmesiyle çocuklar düşünce ve eylemlerini adlandırabilir, bunlar üzerine yorum yapabilir, kuralları anlayabilir ve böylece davranışlarını düzenleyebilirler.  Bu yaş çocukları ayrıca bir çok önemli fiziksel beceri geliştirirler.  Aşağıdaki aktiviteler çocuğun dikkatini bir amaca odaklaması ve sürdürmesini, gereksiz ve etkili olmayan hareketleri de durdurmasını ve ilk seferinde başaramazlarsa başka yollar denemelerini gerektirir.  Bu bir öğrenme sürecidir.  Bu etkinliklerin bir çoğu sık sık yetişkinlerin hatırlatması ve organizasyonunu gerektirebilir ve çok uzun sürmeyebilir.

  • Top fırlatmak/yakalamak, küçük bir denge aletinde yürümek, bir eğimde yukarı aşağı yürümek , zıplamak gibi mümkün olduğunca çok materyal ve fırsat sağlayın.  İşleyen belleğe biraz daha fazla "challenge" eklemek için belli bir bitiş çizgisine sıra sıra gidip gelmek gibi basit kurallar koyun. 
  • Bu yaş grubundaki biraz daha büyük çocuklar taklit oyunlarından hoşlanabilir.  (Bizde var mı böyle yaptığımı yap oyunları bilmiyorum) Punchinella, Follow Follow oyunu İngiliççe olanlardan.
  • Aktif, fiziksel hareket gerektiren şarkılar : Sar Sar Makarayı, Buraya Bir Kuş Konmuş, Fış Fış Kayıkçı, Ben Bir Çaydanlığım, parmak oyun ve şarkıları... 
  • Birlikte yaşanan olaylar ve etkinlikleri yeniden anlatmak(bu olaylar basitçe bir deftere çizilip bunun üzerine tekrar dönüp konuşulabilir-akvaryum gezisi, tren yolculuğu, deniz kenarı gezisi...), çocuğun hislerini sormak, bundan bahsetmek, yaptığı şeyleri anlatmak veya bunlarla ilgili soru sormak. Ayrıca nesnelerle ilgili konuşmak ve soru sormak dikkatlerini odaklama, hafızalarını geliştirme ve sözcüklerle nesneleri ilişkilendirmelerine yardımcı olur.
  • Eşleştirme ve ayrıştırma oyunları, kuralı anlama ve uygulama adımlarını takip edebilmeleri için çok faydalıdır.  Nesneler(mutfak oyuncakları, toplar, bloklar, arabalar, hayvanlar, oyuncak yiyecekler) renk, boyut ve şekillerine göre ayrıştırılabilir/eşleştirilebilir.  
  • Çalışmalar iki dilli çocukların tek dillilerle karşılaştırıldığında daha iyi yönetici işlem becerilerine sahip olduklarını gösteriyor.  O yüzden siz/eşiniz iki dilliyseniz veya ana dilinizden başka bir dili ileri düzeyde biliyorsanız çocuğunuzla bu dilde de konuşun.  
Şurada 0-12 ay arası çok güzel aktivite önerileri var (İngilizce).

Bu aktiviteler size çok basit gelebilir ama bunları sabırla tekrar tekrar yapmak, çocuğun yapmasına izin vermek, onu beklemek hem fiziksel hem zihinsel bir çok beceriyi geliştirir. Sakinlik, sabır annelikte olması gereken ennn temel iki şey bence. Ayrıca bunlar dışında yapılacak tabi ki yüzlerce şey var, ama bunlar özellikle gelişimde çok önemli yere sahip yönetici işlemler becerilerini geliştirmek için önerilenler.

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Dünya Çocuklarının Oyunları


Bilim Çocuk dergisinin Nisan 2013 sayısında dünyanın farklı ülkelerinden çocukların evde veya açık havada oynadığı oyunlarını tanıttıkları bir dosya vardı.  Yıllardır dergiyi açar, bir doğum günü veya parti için oyun seçerim.  Zaten çocuklara bir fikir/kutu/top vermek, bir şey başlatmak yeter, devamını getirmekte, eğlenmekte çok başarılılar. İlk olarak benim favorim Elden Ele Dolaştır oyunu.  Hem oğlumun hem arkadaşlarının doğum günleri için hazırlarız bu oyunu.  Bir kaç kez okula da göndermiştim, deli gibi eğleniyorlar.

1. Elden Ele Dolaştır/Pass the Parcel (İngiltere) 
Yazıda ortaçağdan beri oynandığı söyleniyor bu oyunun.  Öncelikle hediye paketi yapmak için küçük bir hediye seçiyorsunuz.  Diş fırçası, toka, çorap, kırtasiye malzemesi gibi ufak tefek şeyler olabilir.  Bu hediyeyi yaklaşık 10 kat farklı renkli hediye paketiyle kaplıyorsunuz.  O minicik hediye devasa bir pakete dönüşüyor.  Çocuklar çember şeklinde oturur veya ayakta durur(çünkü yerlerinde duramayıp dans edeceklerdir), müzikle birlikte paket elden ele dolaşmaya başlar.  Müzik durduğunda paket kimin elinde kalmışsa o paketin bir katını açar.  Ardından müzik yeniden başlatılır ve oyuncular paketin son katına ulaşana kadar müzik başlatılıp durdurulup devam eder.  Paketin son katını açan oyuncu hediyeyi alır ve oyunu kazanır.  


Oyuna ufak tefek eklemeler yapılarak eğlence/heyecan arttırılabilir. Her kata "Çok yaklaştın!" gibi yazılar, hoplamalı zıplamalı aksiyon figürlü yönergeler (komik bir dans yap, tek ayağının üstünde 10 kere zıpla, bir balon patlat), ya da şekerleme/ bonibon kazandın yazan notlar eklenebilir.     






2. Yüzük Kimde? (Polonya)
Bu oyun için altı ya da daha fazla oyuncu, uzun bir ip ve yüzük gerekli.  Yüzük ipe geçirilir ve ipin iki ucu bağlanır.  Oyuncular arasından bir ebe seçilir, diğer oyuncular ebenin etrafında çember oluşturacak şekilde otururlar ve iki elleriyle ipi tutarlar.  Oyunculardan biri yüzüğü avucunda tutar, ebenin gözleri bağlanır, diğer oyuncular bildikleri bir şarkıyı hep bir ağızdan söylerken yüzüğü elden ele kaydırarak çemberde kaydırırlar.  Şarkı bittiğinde ebenin gözleri açılır ve yüzüğün kimin avucunun içinde olduğunu tahmin etmeye çalışır.  Bilemezse şarkı yeniden başlar, bilirse yüzük kimdeyse yeni ebe o olur.

3. Ortasını Bul (Küba)
Bu oyun için büyükçe bir kağıt, bant ve kalem gerekli.  Kağıda bir daire çizilir ve duvara bantlanır.  Oyunculardan birinin gözleri bağlanır ve kağıdın yaklaşık bir metre uzağına getirilip kendi çevresinde üç kez döndürülür.  Sonra parmağıyla dairenin merkezini göstermesi istenir.  Dairenin merkezini veya merkeze en yakın yeri gösteren çocuk kazanır.

Oyunu çeşitlendirmek için bu kağıda komik bir surat çizilip, ağzı ya da burnu oyuncunun eline verip gözleri kapalıyken doğru yere yapıştırması istenebilir.

4. Komik Yüzler (Japonya)
Japonya'da çocuklar bu oyunu özellikle yılbaşında oynarlarmış  Bu oyunda boş bir yüz resmi ve bu resmin üzerine yerleştirilebilecek kağıttan kesilmiş ayrı göz, ağız, burun ve kulaklar bulunur.  Bu resimler genellikle hazır satılırmış orada.  Oyunu oynamak için oyunculardan birinin gözleri bağlanır.  Başka bir oyuncu yüz yapmak için gerekli göz, ağız burun, kulak parçalarını karıştırarak gözleri bağlı oyuncu için hazırlar.  Bu oyuncu parçaları dokunarak yerlerine yerleştirmeye çalışırken diğer oyuncular gözleri bağlı olan oyuncuyu "sola, sağa, yukarı, aşağı" gibi sözlerle yönlendirebilir.  Sonuçta ortaya komik ifadeli Picasso portreleri çıkabilir : )


5.  Vur Parayı Topla Puanları (Brezilya)
Açık havada oynanabilecek bu oyun için kalınca bir sopa ve oyunculardan bir fazla sayıda madeni para gerekir.  Sopa dik olarak toprağa saplanır ve çevresine bir çember çizilir. Sopanın üzerine bir madeni para yerleştirilir.  Oyuncular birer madeni para alır ve çemberin dışında durup sırayla ellerindeki parayı fırlatarak sopanın üzerindeki parayı çemberin dışına düşürmeye çalışırlar. Bunu başaran oyuncu bir puan kazanır.  Sonra para tekrar sopanın üzerine yerleştirilerek oyuna devam edilir.  Bu atışlar sonunda en çok puan alan oyuncu oyunu kazanır.  (Kaç tur böyle atılacak kendiniz belirleyebilirsiniz)

6. Çubuğu Yakala (Mısır)
Yine açık havada oynanabilecek bu oyun için oyuncu sayısı kadar uzun çubuk gerekir (uzunluğu çocukların karın hizasında olabilir).  Oyuncular aralarında bir kaç adım boşluk bırakacak şekilde çember oluştururlar.  Tüm oyuncular bir çubuk alır, bu çubuğun bir ucunu tutup diğerini çubuk dik duracak şekilde yere dayarlar.  Çemberin dışından bir kişi (anne/baba) "Değişin!" diye bağırır bağırmaz çocuklar kendi çubuklarını bırakıp sağ tarafında bulunan oyuncunun bıraktığı çubuğu yere düşmeden yakalamaya çalışır.  Çubuğu yakalayamayan oyuncular oyundan çıkar ve oyun bu şekilde son bir oyuncu kalana kadar devam eder.  Son kalan oyuncu kazanır.